Göğüs Ağrısı Neden Olur? Ne İyi Gelir?

Göğüs Ağrısı
Göğüs Ağrısı

Göğüs ağrısı, göğüs kafesinde veya göğüs bölgesinde hissedilen rahatsızlık, sıkışma, yanma, batma veya ağrı hissidir. Birçok kişi hayatında en az bir kez göğüs ağrısı deneyimler ve bu durum genellikle endişe yaratır. Göğüs ağrısı, kalp krizi gibi hayatı tehdit eden ciddi bir durumun işareti olabileceği gibi, sindirim sistemi sorunları veya kas ağrıları gibi daha az ciddi nedenlere de bağlı olabilir. Bu yazıda, göğüs ağrısının nedenleri, belirtileri, ne zaman doktora başvurulması gerektiği ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi vereceğiz.

Göğüs Ağrısı Nedir ve Nasıl Hissedilir?

Göğüs ağrısı, göğüs duvarı veya göğüs kafesinin içindeki organlardan kaynaklanan her türlü rahatsızlık hissidir. Bu rahatsızlık, hafif bir ağrıdan şiddetli ağrıya kadar değişebilir ve farklı şekillerde hissedilebilir. Bazı kişiler bunu baskı, sıkışma veya göğüste ağırlık hissi olarak tanımlarken, diğerleri yanma, batma veya saplanma şeklinde bir ağrı olarak ifade edebilir.

Göğüs ağrısının karakteri, nedene göre değişebilir. Örneğin, kalp kaynaklı göğüs ağrısı genellikle göğsün ortasında veya hafif sol tarafta hissedilir ve sıkışma, baskı veya “göğüs üzerinde ağırlık” olarak tanımlanır. Bu ağrı çene, boyun, omuzlar, sırt veya kollara (özellikle sol kola) yayılabilir. Reflü veya mide ekşimesi kaynaklı göğüs ağrısı genellikle yanma şeklinde hissedilir ve yemeklerden sonra daha belirgin olabilir. Kas veya iskelet sistemi kaynaklı ağrılar ise genellikle dokunma ile artar ve belirli bir hareket veya pozisyon ile tetiklenebilir.

Göğüs ağrısı, başlangıç şekli, süresi ve ağrıyı artıran veya azaltan faktörler açısından da farklılık gösterebilir. Bazı ağrılar aniden başlar ve şiddetlidir, bazıları ise yavaş yavaş gelişir. Ağrı birkaç saniye sürebileceği gibi saatlerce de devam edebilir. Kalp krizi gibi ciddi durumlarda, ağrı genellikle 20 dakikadan uzun sürer ve dinlenmekle geçmez.

Göğüs Ağrısı Neden Olur?

Göğüs ağrısı, çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenler, hayatı tehdit eden durumlardan basit kas zorlanmalarına kadar uzanır. En yaygın nedenler kardiyak (kalp ile ilgili), pulmoner (akciğer ile ilgili), gastrointestinal (sindirim sistemi ile ilgili), kas-iskelet sistemi ile ilgili veya psikolojik olabilir.

Kalp ile ilgili nedenler arasında koroner arter hastalığı (kalp damarlarının daralması), kalp krizi, perikardit (kalp zarı iltihabı), miyokardit (kalp kası iltihabı), kalp kapak hastalıkları ve aort diseksiyonu (ana atardamarın iç katmanının yırtılması) sayılabilir. Koroner arter hastalığında, kalbe kan taşıyan damarlar daraldığında, özellikle fiziksel aktivite sırasında kalp yeterli oksijen alamaz ve anjina adı verilen göğüs ağrısı oluşabilir. Kalp krizi ise, koroner arterlerin tamamen tıkanması sonucu kalp kasının bir kısmının oksijensiz kalması ve zarar görmesidir. Bu durumda göğüs ağrısı genellikle dinlenmekle geçmez ve 20 dakikadan uzun sürer.

Akciğer kaynaklı nedenler arasında pulmoner emboli (akciğer damarlarının kan pıhtısı ile tıkanması), pnömotoraks (akciğerin sönmesi), plörit (akciğer zarı iltihabı), pnömoni (zatürre) ve bronşit (bronş iltihabı) bulunur. Pulmoner emboli, bacak veya pelvis damarlarında oluşan pıhtının koparak akciğere gitmesi sonucu oluşur ve genellikle ani başlayan nefes darlığı ve göğüs ağrısı ile kendini gösterir. Pnömotoraks, akciğerin etrafındaki boşluğa hava kaçması sonucu akciğerin sönmesidir ve ani başlayan, keskin göğüs ağrısı ve nefes darlığına neden olur.

Sindirim sistemi kaynaklı nedenler gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), özofagus spazmı, özofajit (yemek borusu iltihabı), gastrit (mide iltihabı), peptik ülser, pankreatit (pankreas iltihabı) ve safra kesesi hastalıklarını içerir. GERD, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşur ve genellikle yemeklerden sonra veya yatarken artan yanma hissi ve göğüs ağrısına neden olur. Özofagus spazmı, yemek borusunun düzensiz kasılması sonucu oluşan şiddetli göğüs ağrısıdır ve kalp krizini taklit edebilir.

Kas-iskelet sistemi kaynaklı nedenler kostokondrit (göğüs duvarı kıkırdak iltihabı), kaburga kırıkları, kas zorlanmaları, herpes zoster (zona) ve fibromiyalji olabilir. Kostokondrit, kaburgaların göğüs kemiğine bağlandığı kıkırdakların iltihabıdır ve göğüste dokunmakla artan ağrıya neden olur. Kaburga kırıkları genellikle travma sonrası oluşur ve derin nefes alma veya öksürme ile artan ağrıya neden olur.

Psikolojik nedenler arasında panik atak, anksiyete bozuklukları ve depresyon bulunur. Panik atak sırasında, göğüs ağrısı ile birlikte çarpıntı, nefes darlığı, terleme, titreme ve ölüm korkusu gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler genellikle 10-30 dakika sürer ve kendiliğinden geçer.

Kalp Kaynaklı Göğüs Ağrısı Nasıl Anlaşılır?

Kalp kaynaklı göğüs ağrısını diğer nedenlerden ayırt etmek kritik öneme sahiptir, çünkü bazı kalp sorunları acil tıbbi müdahale gerektirir. Kalp kaynaklı göğüs ağrısı genellikle belirli özelliklere sahiptir, ancak bu özellikler her hastada aynı şekilde görülmeyebilir.

Kalp kaynaklı göğüs ağrısı genellikle göğsün ortasında veya hafif sol tarafta hissedilir. Ağrı sıkıştırıcı, basınç hissi veya “göğüs üzerinde ağırlık” şeklinde tanımlanır. Ağrı çene, boyun, omuzlar, sırt veya kollara (özellikle sol kola) yayılabilir. Bu yayılma özelliği, kalp kaynaklı ağrıyı diğer göğüs ağrılarından ayırt etmede önemli bir ipucudur. Ayrıca, göğüs ağrısına bulantı, kusma, soğuk terleme, baş dönmesi, halsizlik ve nefes darlığı gibi belirtiler eşlik edebilir.

Kalp krizi belirtileri erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterebilir. Erkekler genellikle klasik belirtileri (göğüs ağrısı, kolda ağrı) gösterirken, kadınlarda daha atipik belirtiler (olağandışı yorgunluk, nefes darlığı, bulantı, sırt veya çene ağrısı) görülebilir. Bu nedenle, özellikle kadınlarda kalp krizi tanısı gecikmeli olabilir.

Anjina, genellikle fiziksel aktivite, duygusal stres veya ağır yemek sonrası ortaya çıkar ve dinlenmekle (veya nitrogliserin adı verilen ilaçla) genellikle 5-10 dakika içinde geçer. Kararlı anjina, benzer tetikleyicilerle benzer şiddette ve sürede tekrarlayan ağrıdır. Kararsız anjina ise, artan sıklık ve şiddette, daha düşük eforla veya dinlenme sırasında bile ortaya çıkan ağrıdır ve acil tıbbi değerlendirme gerektirir.

Kalp krizi sırasında göğüs ağrısı genellikle şiddetlidir, 20 dakikadan uzun sürer ve dinlenmekle veya nitrogliserin ile tam olarak geçmez. Kalp krizi şüphesi olan bir kişi, hemen acil tıbbi yardım almalıdır. Acil servise ulaşım beklenirken aspirin çiğnemek (kontrendikasyon yoksa) faydalı olabilir çünkü aspirin kan pıhtılaşmasını azaltarak kalp krizinin şiddetini hafifletebilir.

Göğüs Ağrısında Ne Zaman Acil Yardım Alınmalı?

Göğüs ağrısı, acil tıbbi yardım gerektiren ciddi bir durum olabilir. Aşağıdaki belirtilerden herhangi biri varsa, vakit kaybetmeden 112 acil servisi aramalı veya en yakın hastaneye gitmelisiniz.

Şiddetli, ezici veya sıkıştırıcı göğüs ağrısı, özellikle 20 dakikadan uzun sürüyorsa ve dinlenmekle geçmiyorsa acil bir durum olabilir. Bu ağrının çene, boyun, omuzlar, kollar veya sırta yayılması, kalp krizi belirtisi olabilir. Göğüs ağrısına eşlik eden nefes darlığı, terleme, bulantı, kusma, baş dönmesi veya çarpıntı varsa, durum daha da ciddi olabilir.

İleri yaş, erkek cinsiyet, ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı gibi risk faktörleri olan kişilerde göğüs ağrısı daha ciddi değerlendirilmelidir. Bu risk faktörlerine sahip kişilerde, kalp kaynaklı göğüs ağrısı olasılığı daha yüksektir.

Yeni başlayan, alışılmadık veya giderek kötüleşen göğüs ağrısı, özellikle de belirtilen risk faktörlerine sahip kişilerde, dikkatle değerlendirilmelidir. “Bekle ve gör” yaklaşımı yerine, erken tıbbi değerlendirme tercih edilmelidir.

“Daha önce hiç hissetmediğim bir göğüs ağrısı” veya “hayatımın en kötü ağrısı” şeklinde tanımlanan ağrılar genellikle ciddi bir durumu işaret eder. Bu tür şiddetli ve alışılmadık ağrılarda, acil tıbbi yardım almakta tereddüt edilmemelidir.

Daha önce kalp krizi, anjina, kalp yetmezliği veya diğer kalp hastalıkları tanısı almış kişilerde göğüs ağrısı her zaman ciddi bir durum olarak değerlendirilmelidir. Bu kişilerde, yeni veya farklı karakterde göğüs ağrısı, mevcut kalp hastalığının kötüleşmesinin işareti olabilir.

Göğüs Ağrısı Tanısı Nasıl Konur?

Göğüs ağrısının tanısında öncelikle hastanın öyküsü alınır ve fizik muayene yapılır. Ardından, kalp kaynaklı problemleri değerlendirmek için EKG ve kardiyak enzim testleri (troponin, CK-MB) uygulanır. Akciğer ve büyük damar hastalıkları için göğüs röntgeni, pıhtı şüphesi varsa D-dimer testi kullanılır. Ekokardiyografi, kalbin yapısal ve fonksiyonel durumunu değerlendirir. Koroner arter hastalığı şüphesinde stres testleri, BT anjiyografi ve gerekirse koroner anjiyografi yapılabilir. Kalp dışı nedenler için endoskopi ve 24 saatlik pH testi gibi yöntemler uygulanabilir. Tanı koymak için bazen birden fazla test gerekebilir.

Göğüs Ağrısı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Göğüs ağrısının tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Doğru teşhis, etkili tedavi için kritik öneme sahiptir. Tedavi, acil müdahaleden uzun süreli yönetim stratejilerine kadar değişebilir.

Kalp kaynaklı göğüs ağrısı için tedavi, altta yatan nedene ve durumun ciddiyetine göre değişir. Akut kalp krizi, acil tıbbi müdahale gerektirir ve tedavi genellikle hastanede yapılır. Tedavi, kan sulandırıcılar (aspirin, heparin, P2Y12 inhibitörleri), ağrı kesiciler, beta blokerler, ACE inhibitörleri, statinler gibi ilaçları içerebilir. Bazı durumlarda, koroner anjiyoplasti (tıkalı damarı açmak için balon kullanılması) ve stent yerleştirilmesi (damarın açık kalmasını sağlamak için metal kafes yerleştirilmesi) veya koroner arter bypass greft (CABG) cerrahisi gibi işlemler gerekebilir.

Anjina tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri (egzersiz, sağlıklı beslenme, kilo yönetimi, sigarayı bırakma), ilaçlar (nitrogliserin, beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri, statinler, aspirin) ve bazı durumlarda anjiyoplasti veya bypass cerrahisini içerebilir.

Akciğer kaynaklı göğüs ağrısı için tedavi, altta yatan nedene bağlıdır. Pulmoner emboli, kan sulandırıcı ilaçlarla tedavi edilir. Pnömotoraks, göğüs tüpü yerleştirilmesi gibi işlemler gerektirebilir. Pnömoni ve bronşit, antibiyotikler ve diğer destekleyici tedavilerle yönetilir.

Sindirim sistemi kaynaklı göğüs ağrısı için tedavi, asit baskılayıcı ilaçlar (proton pompa inhibitörleri, H2 reseptör antagonistleri), yaşam tarzı değişiklikleri (yemek sonrası yatmaktan kaçınma, alkol ve kafein tüketimini azaltma, sigara bırakma) ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleyi içerebilir.

Kas-iskelet sistemi kaynaklı göğüs ağrısı için tedavi, ağrı kesiciler, anti-inflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler, fizik tedavi ve dinlenmeyi içerebilir. Kostokondrit genellikle zamanla kendiliğinden düzelir, ancak ağrı kesiciler ve sıcak/soğuk uygulama semptomları hafifletebilir.

Psikolojik nedenlere bağlı göğüs ağrısı için tedavi, psikoterapi, anksiyete ilaçları, antidepresanlar ve stres yönetimi tekniklerini içerebilir. Panik atak sırasında, derin nefes alma egzersizleri, gevşeme teknikleri ve bazen kısa etkili anksiyolitik ilaçlar kullanılabilir.

Göğüs Ağrısına Ne iyi Gelir?

Göğüs ağrısına iyi gelen yaklaşımlar, ağrının nedenine göre değişmekle birlikte, genel olarak yaşam tarzı değişiklikleri, doğru beslenme, stres yönetimi ve düzenli fiziksel aktivite tüm göğüs ağrısı türlerinde fayda sağlayabilir.

Göğüs ağrısını azaltmada yardımcı yaklaşımlar:

  • Sağlıklı beslenme (Akdeniz tipi diyet)
  • Düzenli fiziksel aktivite
  • Stres yönetimi ve gevşeme teknikleri
  • Sigarayı bırakma
  • Alkol tüketimini sınırlama
  • İdeal kilonun korunması
  • Reflü için yüksek yastıkta uyuma ve geç saatte yemek yememe
  • Düzenli uyku düzeni
  • Aşırı kafein tüketiminden kaçınma
  • Düzenli sağlık kontrolleri
  • Risk faktörlerinin yönetimi (tansiyon, şeker, kolesterol)
  • Doktor tarafından önerilen ilaçların düzenli kullanımı

Sonuç: Ne Zaman Doktora Gitmeli?

Göğüs ağrısı, altta yatan ciddi nedenler düşünüldüğünde, her zaman dikkate alınması gereken bir belirtidir. Özellikle 40 yaş üstü, kalp-damar hastalıkları için risk faktörleri olan kişilerde, ani başlayan, şiddetli, yayılan, hareketle artan, dinlenmekle geçmeyen veya nefes darlığı, terleme, bulantı gibi alarm belirtileriyle gelen göğüs ağrılarında vakit kaybetmeden tıbbi yardım alınmalıdır.

Genel bir kural olarak, “şüphedeyseniz, kontrol ettirin” yaklaşımı benimsenmelidir. Kalp krizi gibi acil durumlarda, her dakika kalp kası hasarını ve ölüm riskini artırdığından, zaman kaybetmeden 112’yi aramak hayat kurtarıcı olabilir.

Referans: https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC1124107/

Yazıyı Paylaşın

Facebook
X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Reddit