Senkop (bayılma)
Senkop (bayılma)

Senkop (Bayılma) Nedir? Neden Olur?

Senkop, ani bilinç kaybı yaşadığınız ve kısa süre sonra kendiliğinden normale döndüğünüz tıbbi bir durumdur. Halk arasında bayılma olarak da bilinir. Senkop deneyimlediğinizde beyne giden kan akışı geçici olarak azalır ve bilincinizi kısa süreliğine kaybedersiniz. Bu durum genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika arasında sürer ve sonrasında tamamen normale dönersiniz. Kendinize geldiğinizde kısa bir süre kafa karışıklığı yaşayabilirsiniz.

Senkop nedenlerinin %80’i zararsız durumlardan kaynaklanır. Ani ayağa kalkma, uzun süre ayakta durma, sıcak ortamda bulunma, stres yaşama gibi günlük yaşam faktörleri senkopa neden olabilir. Kalp hastalıkları nedeniyle oluşan senkopta ise ek belirtiler genellikle eşlik eder. Tetikleyici faktörleri öğrenmek, yaşam tarzı değişiklikleri yapmak ve gerektiğinde tıbbi tedavi alarak senkop tekrarını büyük oranda önleyebilirsiniz.

Senkop (Bayılma) Nedir?

Senkop beyne yeterli kan akışının sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkan ani ve geçici bilinç kaybıdır. Bu durumda beyninize giden oksijen ve besin miktarı geçici olarak azalır, bilincinizi kaybedersiniz ve yere düşersiniz.

Normal şartlarda kalbiniz dakikada 4-6 litre kan pompalar ve bu kanın önemli bir kısmı beyninize gider. Senkop sırasında bu kan akışı kritik seviyenin altına düşer. Beyin oksijen eksikliğine karşı çok hassastır, 3-4 saniye kesintiye uğraması baş dönmesi, göz kararması veya sersemlik yapabilir. 6-8 saniye kan akışı kesildiğinde bilinç kaybı başlayabilir.

Senkop ile bayılma arasında fark yoktur, her iki terim de aynı durumu ifade eder. Tıbbi literatürde senkop terimi tercih edilir çünkü daha spesifik ve tanımlayıcıdır.

Senkop sırasında kas gücünüz kaybolur ve yere düşersiniz. Bu durum aslında vücudunuzun koruyucu bir mekanizmasıdır çünkü yatay pozisyonda beyne kan akışı yeniden sağlanır. Çoğu durumda 1-2 dakika içinde bilinciniz tamamen yerine gelir.

Senkop (Bayılma) Türleri Nelerdir?

Vazovagal senkop en yaygın senkop türüdür ve vakaların %60-70’ini oluşturur. Bu tür senkop sinir sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu gelişir. Uzun süre ayakta durma, sıcak ortam, ağrı, stres, kan görme, iğne korkusu gibi durumlar tetikleyebilir. Vagus siniri adı verilen büyük sinir aşırı uyarılır ve kalp hızı düşer, damarlar genişler.

Vazovagal senkop genellikle uyarı belirtileri ile başlar. Mide bulantısı, terleme, baş dönmesi, görme bulanıklığı yaşayabilirsiniz. Bu belirtiler birkaç dakika sürebilir ve oturma veya uzanma ile önlenebilir.

Ortostatik senkop pozisyon değişikliği ile ortaya çıkar. Ani ayağa kalktığınızda tansiyonunuz düşer ve beyne yeterli kan gitmez. Bu durum yaşlılarda, uzun süre yatakta kalan hastalarda ve bazı ilaçları kullanan kişilerde sık görülür. Ortostatik hipotansiyon olarak da bilinir.

Normal şartlarda ayağa kalktığınızda vücudunuz kan basıncını dengeler. Ortostatik senkop da bu mekanizma bozulur. Sıvı kaybı, kan kaybı, bazı tansiyon ilaçları bu durumu tetikleyebilir.

Kardiyak senkop kalp problemleri nedeniyle oluşur ve en ciddi senkop türüdür. Kalp ritim bozuklukları, kalp kapak hastalıkları, koroner arter hastalığı gibi durumlar kalbin pompalama kapasitesini bozar. Bu tür senkop genellikle uyarı vermeden ani gelişir.

Kardiyak senkop vakaların %10-15’ini oluşturur ancak ani ölüm riski taşıyabilir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı gibi kalp belirtileri eşlik edebilir. Bu tür senkop acil değerlendirme gerektirir.

Nörojenik senkop, sinir sistemi hastalıklarının etkisiyle ortaya çıkan bayılma türüdür. Parkinson hastalığı, multiple skleroz veya diyabete bağlı sinir hasarı gibi durumlar, vücudunuzdaki otonom sinir sistemini etkiler.

Otonom sinir sistemi, kalp atış hızınız ve kan basıncınız gibi hayati işlevleri otomatik olarak kontrol eder. Bu sistemin bozulması, kan basıncının veya kalp hızının ani düşmesine ve dolayısıyla beyne giden kan akışının kısa süreli kesilmesine yol açar. Sonuç olarak da nörojenik senkop gelişir.

Senkop (Bayılma) Belirtileri Nelerdir?

Senkop belirtileri bayılma öncesi, sırası ve sonrasında farklı şekillerde kendini gösterir. Bu belirtileri tanımak senkop türünü belirleme ve önlem alma açısından önemlidir.

Senkop öncesi belirtiler presenkop olarak adlandırılır ve dakikalar veya saniyeler sürebilir.

  • Baş dönmesi yaşayabilirsiniz ve çevrenizin döndüğünü hissedebilirsiniz. Bu durum vertigo dengesini kontrol eden iç kulak sisteminin etkilenmesi nedeniyle ortaya çıkar.
  • Görme bozuklukları gelişebilir. Gözlerinizde kararma, bulanık görme, tünel görüş yaşayabilirsiniz. Çevreyi sanki uzaktan görmüş gibi hissedebilirsiniz. Bu belirtiler retinada kan akışının azalması ile ilişkilidir.
  • Mide bulantısı ve terleme yaşayabilirsiniz. Avuç içleriniz terleyebilir ve soğuk ter dökebilirsiniz. Yüz rengiz solabilir ve çevrenizdekilerin “renginiz attı” dediğini duyabilirsiniz. Bu belirtiler sinir sistemi aktivasyonu ile gelişir.
  • Kulak çınlaması ve işitme azalması olabilir. Çevredeki sesleri uzaktan duyar gibi hissedebilirsiniz. Konuşma güçlüğü yaşayabilir ve kelimeleri bulamayabilirsiniz.

Senkop sırası belirtiler bilinç kaybı ile karakterizedir.

  • Kas gücünüz kaybolur ve kontrolsüz şekilde yere düşersiniz.
  • Göz kapakları titrer veya gözler yukarı kayabilir.
  • Soluk alıp verme düzensiz hale gelebilir.
  • Kısa süreli kas kasılmaları olabilir. Bu durum epileptik nöbet ile karıştırılabilir ancak senkop da kas kasılmaları genellikle 10-15 saniyeden kısa sürer. İdrar veya dışkı kaçırması nadir görülür.

Senkop sonrası belirtiler genellikle hafiftir. Yorgunluk ve halsizlik hissedebilirsiniz. Hafif baş ağrısı yaşayabilirsiniz. Ani hareket ettiğinizde tekrar baş dönmesi olabilir. Genellikle çevrenizi tanıma sorunu yaşamazsınız. Nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu hatırlarsınız. Bayılma öncesi olayları genellikle hatırlarsınız. Bu durum senkopu diğer bilinç kaybı nedenlerinden ayırt etmeye yardımcı olur.

Senkop (Bayılma) Neden Olur?

Senkop gelişmesinin temel mekanizması beyne yetersiz kan akışıdır. Normal şartlarda beyniniz vücut ağırlığınızın %2’sini oluştururken kalbin dakikada vücuda gönderdiği kanın %15-20’sini kullanır. Bu yoğun kan ihtiyacı beynin yüksek enerji gereksinimi nedeniyledir.

Senkop gelişimi için beyne kan akışının dakikada 100 ml’nin altına düşmesi gerekir. Normal beyin kan akışı dakikada 50-60 ml/100 gram beyin dokusudur. Bu akış %40-50 oranında azaldığında bilinç bozuklukları başlar, %60-70 azaldığında tam bilinç kaybı oluşur.

Senkop (Bayılma) Risk Faktörleri Nelerdir?

Senkop riski yaşınız, cinsiyetiniz, genel sağlık durumunuz ve yaşam tarzınız gibi birçok faktöre bağlıdır. Bu risk faktörlerini bilmek, önleyici tedbirler almanıza yardımcı olur.

Yaş faktörü, senkop riskini en çok etkileyen etkenlerden biridir. Genç yaşlarda, özellikle 15–25 yaş arasında vazovagal senkop daha sık görülür. Bu dönemde hormonal değişimler, stres ve yaşam tarzı etkileri riski artırır, çoğu zaman ciddi değildir.

65 yaş üstünde ise risk tekrar yükselir. İleri yaşlarda kardiyovasküler hastalıklar, ilaç kullanımı ve otonom sinir sistemi bozuklukları senkop riskini artırır. Bu yaş grubunda bayılmalar genellikle daha ciddi nedenlere bağlı olabilir.

Otonom sinir sistemi, kalp atış hızınız, tansiyonunuz ve sindirim gibi hayati işlevleri siz farkında olmadan, otomatik olarak düzenleyen bir sistemdir. Bu sistemdeki bozulmalar, tansiyon ve kalp hızının ani düşmesine yol açarak bayılma riskini artırabilir.

Cinsiyet farkı da önemlidir. Kadınlarda vazovagal senkop erkeklere göre 2–3 kat daha fazla görülür; gebelik, adet dönemi ve hormonal dalgalanmalar etkili olabilir. Erkeklerde ise kardiyojenik senkop daha sık rastlanır.

Ailevi yatkınlık, özellikle vazovagal senkop için belirgin bir risk faktörüdür. Ailesinde bayılma öyküsü olanlarda risk 3–4 kat artar. Genetik yapı, otonom sinir sisteminin hassasiyetini etkileyebilir.

Kardiyovasküler hastalıklar, senkop riskini ciddi biçimde yükseltir. Koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, kapak hastalıkları ve ritim bozuklukları kardiyak senkopa neden olabilir. Ayrıca hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, özellikle yaşlılarda ortostatik senkop riskini artırabilir.

İlaç kullanımı önemli bir diğer faktördür. Diüretikler sıvı kaybına (dehidratasyona) yol açarak, vazodilatatörler tansiyonu düşürerek, antidepresanlar ise otonom sinir sistemini etkileyerek bayılma riskini artırabilir.

Yaşam tarzı faktörleri de rol oynar. Yetersiz sıvı alımı, dengesiz beslenme, aşırı alkol tüketimi ve hareketsizlik riski yükseltir. Ayrıca stresli yaşam, vazovagal senkopu tetikleyebilir.

Metabolik hastalıklar da unutulmamalıdır. Örneğin diyabet, sinir uçlarına zarar vererek tansiyonun ani düşmesine yol açabilir. Kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) doğrudan beyne giden enerjiyi azaltarak bayılmaya sebep olabilir. Tiroid hastalıkları da kalp ritmini bozarak riski artırabilir.

Senkop (Bayılma) Tanısı Nasıl Konur?

Senkop tanısı ayrıntılı hikaye alma, fizik muayene ve gerekli testlerle konur. Tanı süreci senkopta nedenin belirlenmesi ve risk değerlendirmesi yapmayı amaçlar.

  • Ayrıntılı hikaye alma tanı sürecinin en önemli basamağıdır. Doktorunuz senkopun ne zaman, nerede, hangi durumda yaşandığını detaylı şekilde sorgular. Senkop öncesi belirtiler, süre, uyanma şekli değerlendirilir.
  • Tetikleyici faktörler araştırılır. Ani ayağa kalkma, uzun süre ayakta durma, sıcak ortam, stres, ağrı gibi durumlar vazovagal senkop düşündürür. Egzersiz sırasında senkop kardiyak nedenler açısından önemlidir.
  • Elektrokardiyografi tüm senkop hastalarında yapılan temel testtir. EKG kalp ritmini, iletim bozukluklarını ve iskemi bulgularını gösterir. Bradikardi, taşikardi, blok türleri değerlendirilir.
  • Laboratuvar testleri genel durumu değerlendirmek için yapılır. Kan sayımı, elektrolit düzeyleri, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ölçülür. Kan şekeri hipoglisemiyi ekarte etmek için bakılır.
  • Tiroid fonksiyon testleri hipertiroidizm açısından önemlidir. Natriüretik peptid kalp yetmezliği tanısında yardımcıdır. Troponin düzeyi miyokard infarktüsünü ekarte eder.
  • İleri testler endikasyon varlığında yapılır. Holter monitörizasyonu ritim bozukluklarını araştırmak için kullanılır. Ekokardiyografi kalp yapısını ve fonksiyonunu değerlendirir.
  • Tilt table testi vazovagal senkop tanısında kullanılabilir. Bu test özel masada pozisyon değişikliği yapılarak senkop tetiklenmeye çalışılır. Elektrofizyolojik çalışma kompleks ritim bozukluklarında gerekebilir.

Burada sayılan tüm testler her hastaya yapılmaz. Hangi testin sizin için gerekli olduğuna, doktorunuz öykünüzü, muayene bulgularınızı ve risk durumunuzu değerlendirerek karar verir.

Senkop (Bayılma) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Senkop tedavisi bayılmanızın nedenine göre kişiselleştirilir. Vazovagal senkop gibi zararsız türlerde yaşam tarzı değişiklikleri ve basit önlemler genellikle yeterlidir. Kalp hastalıklarından kaynaklanan senkop durumlarında ilaç tedavisi, kalp pili veya ablasyon gibi ileri tedavi yöntemleri gerekebilir. Tedavi planınız senkop türünüze, yaşınıza ve genel sağlık durumunuza göre belirlenir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Yaşam tarzı düzenlemeleri tüm senkop türlerinde temel tedavi yaklaşımıdır ve vakaların önemli bir kısmında tek başına yeterli olur.

  • Sıvı alımını artırma özellikle vazovagal ve ortostatik senkop da kritiktir. Günlük 2-3 litre su içmeyi hedeflemelisiniz. Sıvı eksikliği kan hacmini azaltır ve senkop riskini artırır. Sıcak havalarda ve egzersiz sonrası sıvı alımını daha da artırmalısınız.
  • Tuz alımını artırma kan hacmini artırmaya yardımcı olur. Günlük 6-10 gram tuz alımı önerilir. Bu miktar yaklaşık 1-2 çay kaşığına denk gelir. Hipertansiyon sorununuz yoksa doktor kontrolünde tuz alımını artırabilirsiniz.
  • Tetikleyici faktörlerden kaçınma vazovagal senkop da en önemli önlemdir. Uzun süre ayakta durmaktan, sıcak ve kalabalık ortamlardan kaçının. Ani ayağa kalkmak yerine kademeli hareket edin. Stres yönetimi teknikleri öğrenin.
  • Fiziksel karşı manevralar, bayılma (senkop) öncesi belirtiler ortaya çıktığında uygulandığında bayılmayı önlemeye yardımcı olur. Örneğin, bacak kaslarını kasmak veya elleri birleştirip çekmek gibi hareketler, kanın kalbe dönmesini ve kan basıncını artırarak beyne giden kan akışını iyileştirir. Böylece bayılma riski azalır.

İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi yaşam tarzı değişiklikleri yetersiz kaldığında ve spesifik endikasyonlar varlığında uygulanır.

  • Fludrokortizon vazovagal senkop da kullanılan ilk seçenek ilaçtır. Bu ilaç böbreklerden tuz ve su tutulmasını sağlar, kan hacmini artırır. Günlük 0.1-0.2 mg dozunda kullanılır. Potasyum düzeyi ve tansiyon düzenli takip edilmelidir.
  • Beta blokerler özellikle gençlerde vazovagal senkop da etkili olabilir. Metoprolol, atenolol gibi ilaçlar vazovagal refleksi baskılar. Yaşlılarda hipotansiyon riski nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
  • Midodrin alfa agonist etkiye sahip ilaçtır. Damar direncini artırarak kan basıncını yükseltir. Ortostatik hipotansiyon da özellikle etkilidir. Günde 3 kez 2.5-10 mg dozunda kullanılabilir.
  • SSRI tipi antidepresanlar, vazovagal senkop tedavisinde alternatif bir seçenek olabilir. Sertralin ve fluoksetin gibi ilaçlar, beyindeki serotonin seviyesini artırarak vazovagal refleksin kontrolünü düzenler ve bayılma ataklarının azalmasına yardımcı olur.

Kalp Pili Tedavisi

Kalp pili, kalp hızının çok yavaşladığı (bradikardi) durumlarda ortaya çıkan senkopların etkili tedavisidir. Modern kalp pilleri, sadece gerektiğinde devreye girer.

  • Geleneksel kalp pilleri, kalp hızı çok yavaşladığında aktif hale gelir. Dual chamber (çift odacıklı) piller ise hem kalbin üst odacığı (atriyum) hem de alt odacığını (ventrikül) uyararak daha uyumlu bir ritim sağlar. Bu cihazlar genellikle 8-15 yıl çalışabilir.
  • CRT kalp pili (Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi) ise özellikle kalp yetmezliği olan hastalarda kullanılır. CRT, kalp kasının daha senkronize çalışmasını sağlayarak hem senkop hem de kalp yetmezliği belirtilerini iyileştirir.

İleri Tedavi Yöntemleri

  • İmplante edilebilir defibrilatör (ICD), kardiyak senkop (kalp kaynaklı bayılma) durumunda hayat kurtarıcı olabilir. ICD, tehlikeli ritim bozukluklarını algılar ve otomatik olarak elektrik şoku vererek kalp ritmini düzeltir. Ani kardiyak ölüm riski yüksek olan hastalarda tercih edilir.
  • Eğer senkop ritim bozukluğuna bağlıysa, ablasyon tedavisi uygulanabilir. Ayrıca, vazovagal senkoplarda da kardiyonöroablasyon yöntemi bir seçenek olarak yapılabilir.

Senkop (Bayılma) Komplikasyonları Nelerdir?

Senkop komplikasyonları bayılma sırasında yaşanan düşme ve yaralanmalardan başlayarak kalp hastalıkları ile ilişkili ciddi durumlara kadar uzanır. En yaygın komplikasyonlar kontrolsüz düşme nedeniyle oluşan kafa travması, kemik kırıkları ve yumuşak doku yaralanmalarıdır. Kalp kaynaklı senkop durumlarında ise ani kalp durması riski gibi yaşamsal tehlikeler söz konusu olabilir.

  • Fiziksel yaralanmalar senkopta en sık görülen komplikasyonlardır. Kontrolsüz düşme nedeniyle kafa travması yaşayabilirsiniz. Kafatası kırığı, beyin kanaması gibi ciddi yaralanmalar gelişebilir. Özellikle yaşlılarda kalça kırığı riski yüksektir.
  • Yumuşak doku yaralanmaları sık görülür. Kollar, bacaklar, yüz bölgesinde çürük ve kesiler oluşabilir. Bu yaralanmalar genellikle hafif olsa da kozmetik sorunlara neden olabilir. Diş kırılmaları ve çene yaralanmaları da görülebilir.
  • Psikolojik etkiler senkop sonrası yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Tekrar senkop geçirme korkusu gelişebilir ve bu durum günlük aktivitelerinizi kısıtlayabilir. Sosyal yaşamdan çekilme, iş performansında düşüş yaşayabilirsiniz.
  • Anksiyete bozuklukları gelişebilir. Sürekli “tekrar bayılacağım” endişesi yaşayabilir ve bu durum panik atak benzeri belirtilere neden olabilir. Depresyon riski artabilir ve yaşam kalitesi düşebilir.
  • Kalp ve damar sorunları, altta yatan kalp hastalığı varsa ciddi boyutlara ulaşabilir. Kardiyak senkop, ani kalp durması riskini artırabilir. Tekrarlayan bayılma atakları, kalp hastalığının kötüleşmesini hızlandırabilir.
  • Kalp damar tıkanıklığı (koroner arter hastalığı) olan kişilerde bayılma, kalp krizi riskini artırabilir. Kalp ritim bozuklukları zamanla kötüleşebilir ve daha sık bayılma ataklarına yol açabilir.
  • Nörolojik komplikasyonlar tekrarlayan senkop da gelişebilir. Beyne giden kan akışının sık sık kesilmesi bilişsel fonksiyonları etkileyebilir. Hafıza problemleri, dikkat dağınıklığı yaşayabilirsiniz.
  • Yaşlılarda bunama (demans) riski artabilir. Tekrarlayan oksijen yetersizliği atakları (hipoksi), beyin hücrelerine zarar verebilir. Bu durum, özellikle damar hastalığı gibi risk faktörleri olan kişilerde daha da önemlidir.
  • Spor aktivitelerinde kısıtlamalar getirilebilir. Özellikle rekabetçi sporlar ve yüksek risk taşıyan aktiviteler yasaklanabilir. Bu durum özellikle gençlerde yaşam tarzını önemli ölçüde değiştirebilir.

Senkop (Bayılma) Ne İyi Gelir?

Beslenme alışkanlıklarınız ve egzersiz programınız senkop sıklığını önemli ölçüde etkileyebilir. Doğru yaklaşımlarla senkop riskini minimize edebilirsiniz.

  • Beslenme düzenlemeleri kan şekeri ve tansiyon dengesi için kritiktir. Düzenli öğün saatleri kan şekeri dalgalanmalarını önler. Günde 5-6 küçük öğün tüketmek kan şekerini sabit tutar.
  • Aç kalma sürelerini uzatmamalısınız. Sabah kahvaltısını mutlaka yapmalısınız çünkü gece boyunca aç kalan vücudunuz sabah düşük kan şekerine sahiptir. Öğün atlamak senkop riskini artırır.
  • Kompleks karbonhidratları tercih etmelisiniz. Tam tahıl ürünleri, sebzeler, baklagiller kan şekerini yavaş yükseltir ve uzun süre sabit tutar. Şeker, beyaz ekmek gibi basit karbonhidratlar kan şekerini hızla yükseltip düşürür.
  • Sıvı ve tuz dengesini optimum seviyede tutmalısınız. Günlük 2.5-3 litre sıvı alımı kan hacmini korur. Su en iyi seçenektir ancak elektrolit içeren içecekler de faydalıdır.
  • Tuz kısıtlamanız yoksa günlük 6-10 gram tuz alabilirsiniz. Bu miktar kan hacmini artırır ve ortostatik senkop riskini azaltır. Hazır gıdaların tuz içeriğini kontrol edin.
  • Kafein, sınırlı miktarda alındığında faydalı olabilir. Örneğin günde 1-2 fincan kahve, tansiyonu hafifçe artırabilir. Ancak aşırı kafein tüketimi vücutta su kaybına (dehidrasyona) yol açabilir ve bazı kişilerde kalp ritim bozukluklarını tetikleyebilir.
  • Ani ve yoğun egzersizlerden kaçınmalısınız. Isınma hareketleri mutlaka yapmalısınız çünkü ani egzersiz senkop tetikleyebilir.
  • Aerobik egzersizler kardiyovasküler kondisyonunuzu iyileştirir. Yürüyüş, yüzme, bisiklet güvenli seçeneklerdir. Haftada 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz hedefleyin.
  • Direnç antrenmanı da faydalıdır ancak aşırı ağırlık kaldırmaktan kaçının. Nefes tutma senkop riskini artırır. Egzersiz sırasında düzenli nefes almaya dikkat edin.
  • Egzersiz sırasında önlemler almalısınız. Bol sıvı tüketmelisiniz. Sıcak ortamda egzersiz yapmaktan kaçınmalısınız. Yorgunluk hissettiğinizde dinlenmelisiniz.
  • Egzersiz sonrası ani durma yerine soğuma hareketleri yapmalısınız. Yavaş yürüyüş ile kalp hızınızı kademeli düşürün. Egzersiz sonrası hemen duş almayın.

Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?

Senkop yaşadığınızda hangi durumlarda acil başvuru yapmanız gerektiğini bilmek hayati önem taşır. Bazı belirtiler ciddi kalp problemlerini işaret edebilir.

  • Senkop ile birlikte göğüs ağrısı yaşıyorsanız kalp krizi olasılığı vardır. Özellikle göğüs ağrısı kola, çeneye veya sırta yayılıyorsa 112’yi arayın.
  • Senkop sonrası bilinciniz tam yerine gelmiyorsa, konuşma güçlüğü, yüz asimetrisi, kol bacak güçsüzlüğü varsa inme olasılığı düşünülmelidir. Bu durumda gecikme olmadan acil servise başvurun.
  • Şiddetli nefes darlığı senkop ile birlikte görülüyorsa akciğer embolisi veya kalp yetmezliği olabilir. Dudaklarınız morardıysa, soluk almakta zorlanıyorsanız acil müdahale gerekir.

Hızlı başvuru gereken durumlar 24 saat içinde değerlendirme gerektirir.

  • Egzersiz sırasında senkop yaşadıysanız kardiyak neden olasılığı yüksektir. Bu durum özellikle gençlerde ciddi kalp hastalıklarını işaret edebilir.
  • Kalp çarpıntısı ile birlikte senkop yaşıyorsanız ritim bozukluğu olabilir. Özellikle çarpıntı çok hızlı veya düzensizse yakın takip gerekir. Bayılma öncesi göğsünüzde sıkışma hissi varsa değerlendirme önemlidir.
  • Tekrarlayan senkop atakları yaşıyorsanız altta yatan ciddi bir neden olabilir. Özellikle sıklığı artıyorsa veya uyarı belirtileri azalıyorsa doktor kontrolü şarttır.

Rutin kontrol gereken durumlar planlı değerlendirme ile yapılabilir.

  • İlk kez senkop yaşadıysanız nedenini araştırmak için kontrole gitmelisiniz. Özellikle 40 yaş üzerinde ilk senkop mutlaka değerlendirilmelidir.
  • Aile geçmişinizde ani kalp ölümü varsa senkop şikayetinizi ciddiye almalısınız. Genetik kalp hastalıkları erken tanı ile önlenebilir. Bu durumda kardiyoloji konsültasyonu önerilir.
  • Senkop nedeniyle yaralanma yaşadıysanız hem travma açısından hem de senkop nedeni açısından değerlendirme gerekir. Kafa travması olan durumlarda beyin görüntülemesi yapılabilir.

Senkop yaşamak korkutucu olabilir ancak doğru tanı ve tedavi ile çoğu durumda başarıyla yönetilebilir. Önemli olan paniklemeden doğru yaklaşımı benimsemek ve uzman desteği almaktır. Erken tanı ve uygun tedavi ile normal yaşamınızı güvenli şekilde sürdürebilirsiniz.

Referans: Syncope

Yazıyı Paylaşın

Facebook
X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Reddit