Uyku apnesi, uyku sırasında tekrarlayan nefes duraklamalarıyla karakterize edilen, kalp sağlığını olumsuz etkileyebilen ciddi bir uyku bozukluğudur. Bu duraklamalar sırasında vücudun oksijen seviyesi düşer ve bu da kalp hızında ve tansiyonda artışa neden olur. Tedavi edilmediğinde uyku apnesi, yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları (özellikle atriyal fibrilasyon), inme ve kalp yetmezliği riskini önemli ölçüde artırabilir.
Uyku Apnesi Nedir?
Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun tekrarlayan şekilde durması veya önemli ölçüde yavaşlaması ile karakterize bir uyku bozukluğudur. Bu duraklamalar genellikle 10 saniye veya daha uzun sürer ve saatte 5’ten fazla meydana gelir. Uyku apnesi sırasında kan oksijen seviyesi düşer ve beyin uyku halinden uyandırılır.
Uyku apnesi, obstrüktif uyku apnesi (en yaygın), santral uyku apnesi ve karma olmak üzere üç ana tipte görülür. Obstrüktif uyku apnesinde üst solunum yolu fiziksel olarak tıkanır, santral tipte ise beyin soluma kaslarına sinyal göndermeyi geçici olarak durdurur. Bu sürekli kesintiler kaliteli uyku almayı engeller ve vücutta birçok sistemi olumsuz etkiler.
Uyku Apnesi Neden Olur?
Obstrüktif uyku apnesinin en yaygın nedeni üst solunum yolunun daralması veya tıkanmasıdır. Obezite en önemli risk faktörü olup, boyun çevresindeki yağ dokusu havayolunu daraltır. Yaş ilerledikçe boğaz kasları zayıflar ve uyku apnesi riski artar.
Uyku apnesine neden olan anatomik faktörler arasında büyük dil, küçük çene, genişlemiş bademcikler, büyük yumuşak damak ve burun tıkanıklığı yer alır. Erkek cinsiyet, aile öyküsü, sigara ve alkol kullanımı da uyku apnesi riskini artırır. Hipotiroidi, akromegali gibi hormonal bozukluklar da yatkınlık yaratabilir.
Santral uyku apnesi ise kalp yetmezliği, beyin tümörü, felç geçmişi veya merkezi sinir sistemi hastalıkları sonucu gelişebilir. Yüksek rakımda yaşama ve bazı ilaçlar da santral apneye neden olabilir.
Uyku Apnesi Belirtileri
Uyku apnesinin en belirgin belirtisi yüksek sesle horlama ve uyku sırasında nefes almada duraksama yaşanmasıdır. Eş veya aile üyeleri hastanın uyku sırasında nefesinin kesildiğini ve sonra gürültülü bir şekilde nefes aldığını gözlemler.
Gündüz uyku apnesi belirtileri arasında aşırı uyku hali, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık ve sinirlilik yer alır. Sabah başağrısı, ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı da sık görülür. Hastalar gece sık idrara çıkma, huzursuz uyku ve terlemeden şikayetçi olabilir.
İleri uyku apnesi vakalarında depresyon, anksiyete, cinsel isteksizlik ve performans düşüklüğü görülebilir. Şoförler ve tehlikeli işlerde çalışanlar için gündüz uyku hali ciddi güvenlik riski oluşturur.
Uyku Apnesi Türleri
Obstrüktif uyku apnesi (OSA) en yaygın tip olup vakaların %85-90’ını oluşturur. Bu tipte üst solunum yolu fiziksel olarak kapanır ve hastalar horlama, nefes durması ve gürültülü uyanma yaşar. Genellikle obezite ve anatomik faktörlerle ilişkilidir.
Santral uyku apnesi (CSA) daha nadirdir ve beynin solunum kaslarına sinyal göndermemesi sonucu gelişir. Bu tipte genellikle horlama yoktur ve kalp hastalıkları ile ilişkilidir. Karma tip uyku apnesi ise hem obstrüktif hem santral özellikleri bir arada gösterir.
Uyku apnesi şiddeti apne-hipopne indeksi (AHI) ile belirlenir. Hafif (AHI 5-15), orta (AHI 15-30) ve ağır (AHI >30) olarak sınıflandırılır.
Uyku Apnesi Tanısı
Uyku apnesi tanısı polisomnografi (uyku testi) ile konur. Bu test uyku laboratuvarında geçirilen bir gece boyunca beyin dalgaları, göz hareketleri, kas aktivitesi, kalp ritmi, solunum çabası ve kan oksijen seviyesi monitörize edilir.
Evde yapılabilen uyku testleri (home sleep test) daha basit bir alternatif olup, solunum parametrelerini ve oksijen seviyesini ölçer. Uyku apnesi şüphesi olan hastalarda Epworth Uyku Skalası gibi anketler gündüz uyku halini değerlendirir.
Fizik muayenede boyun çevresi, vücut kitle indeksi, üst solunum yolu anatomisi ve tansiyon değerlendirilir. Kalp hastalığı şüphesi olan hastalarda ekokardiyografi ve EKG tetkikleri yapılabilir.
Uyku Apnesi Tedavisi
Uyku apnesi tedavisinin altın standardı CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) cihazıdır. Bu cihaz gece boyunca maske aracılığıyla havayoluna sürekli pozitif basınç uygular ve çökmesini önler. CPAP tedavisi hem belirtilerin geçmesine hem de kardiyovasküler risklerin azalmasına yardımcı olur.
Hafif vakalarda oral apareyler (mandibular advancement device) kullanılabilir. Bu apareyler alt çeneyi öne doğru çekerek havayolunu açık tutar. Yaşam tarzı değişiklikleri kilo verme, sigara-alkol bırakma, yan pozisyonda uyuma ve düzenli egzersizi kapsar.
Cerrahi seçenekler arasında damak ve boğaz cerrahisi (UPPP), dil kökü operasyonları, çene cerrahisi ve dil siniri uyarıcı cihazlar yer alır. Dil siniri uyarıcı cihaz, göğüs bölgesine yerleştirilen küçük bir implanttır. Uyku sırasında bu cihaz, dili hareket ettiren sinire hafif elektrik uyarıları göndererek dilin geriye düşmesini engeller. Böylece hava yolu açık kalır ve nefes durmaları önlenir. Bu yöntemler genellikle CPAP tedavisine uyum sağlayamayan hastalarda tercih edilir.
Santral uyku apnesinde altta yatan kalp hastalığının tedavisi önceliklidir. Adaptif servo-ventilasyon (ASV) cihazları santral apneli hastalarda kullanılabilir. ASV cihazı, CPAP gibi sürekli sabit basınç vermez. Bunun yerine nefes alışverişinizi sürekli takip eder ve solunumunuz yavaşladığında ya da durduğunda basıncı otomatik olarak ayarlayarak nefesinizi destekler.
Uyku Kalitesi İndeksi Hesaplama
Uyku Apnesi Komplikasyonları ve Riskleri
Uyku apnesi, yalnızca uyku kalitesini bozmakla kalmaz, ciddi kardiyovasküler sorunlara da yol açabilir. Hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp ritim bozuklukları (örneğin atriyal fibrilasyon), kalp yetmezliği ve inme riski belirgin şekilde artar. Gece boyunca tekrarlayan oksijen düşüklüğü, kalp kası üzerinde ekstra yük oluşturur ve zamanla kalp sağlığını olumsuz etkiler.
Metabolik etkiler arasında tip 2 diyabet, insülin direnci ve metabolik sendrom yer alır. Uyku apnesi ayrıca karaciğer yağlanması ve gastroözofageal reflü ile ilişkili bulunmuştur.
Nörolojik ve psikososyal komplikasyonlar da önemlidir. Depresyon, anksiyete, dikkat ve hafıza sorunları sık görülür. Gün içi aşırı uyku hali nedeniyle trafik kazası riski 2 ila 7 kat artar, iş performansı ve yaşam kalitesi düşer. Tedavi edilmeyen ağır uyku apnesi, yaşam süresini kısaltabilir.
Uyku Apnesinden Korunma Yöntemleri
Uyku apnesini önlemenin en etkili yolu, ideal kilonuzu korumaktır. Düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve kilo kontrolü, uyku sırasında hava yolunun açık kalmasına yardımcı olur. Sigara bırakılmalıdır çünkü nikotin, hava yolu kaslarını gevşeterek tıkanma riskini artırır.
Alkol tüketimi, özellikle akşam saatlerinde sınırlandırılmalıdır. Uyku hijyeni ise düzenli uyku saatleri, rahat bir yatak ve karanlık bir ortamla sağlanır. Yan pozisyonda uyumak, dil ve yumuşak damak dokularının hava yolunu kapatmasını engelleyebilir.
Burun tıkanıklığı varsa mutlaka tedavi edilmeli, alerjik rinit kontrol altına alınmalıdır. Sedatif (uyku verici) ilaçlardan uzak durulmalı ve düzenli sağlık kontrolleri ihmal edilmemelidir. Uyku apnesi açısından risk taşıyan kişiler, erken tanı için taramadan geçmelidir.
Ne Zaman Doktora Başvurmalı?
Yüksek sesle horlama, uyku sırasında nefes durması gözlenmesi, gündüz aşırı uyku hali ve yorgunluk durumlarında uyku apnesi açısından değerlendirme yapılmalıdır. Özellikle obez, erkek ve orta yaş üstü bireyler bu belirtilerde daha dikkatli olmalıdır.
Kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet veya ritim bozukluğu bulunan hastalarda uyku apnesi taraması önerilir. Trafik kazası geçiren, işyerinde performans düşüklüğü yaşayan veya depresyon belirtileri gösteren kişiler de değerlendirme yaptırmalıdır.
Eş veya aile üyelerinin uyku sırasında nefes durması gözlemlemesi önemli bir uyarı işaretidir. Bu durumda mutlaka uyku uzmanına başvurulmalı ve gerekirse uyku testi yapılmalıdır. Erken tanı ve tedavi hem yaşam kalitesini artırır hem de ciddi sağlık sorunlarını önler.