Aort anevrizması, kalpten çıkan ana damar olan aortta anormal genişleme ve şişme durumudur. Çoğu zaman belirti vermez, ancak belirli bir boyuta ulaştığında yırtılma riski taşır. Yırtıldığında ise hayatı tehdit eden ciddi kanamalara yol açar.
Aort Anevrizması Nedir?
Aort anevrizması, vücudun en büyük kan damarı olan aortun belirli bir bölümünde anormal genişleme meydana gelen ciddi bir sağlık durumudur. Bu genişleme, aort duvarının zayıflaması sonucu gelişir ve balon şeklinde bir şişkinlik oluşturur. Bu hastalık, sessiz seyreden bir durum olması ve ciddi komplikasyonlara yol açabilmesi nedeniyle önemlidir. Erken tanı konulamadığı durumlarda hayati tehlike oluşturabilir.
Bu damar genişlemesi göğüs anevrizması ve karın anevrizması olmak üzere iki ana türde görülür. Her iki tür de farklı belirtiler gösterebilir ve tedavi yaklaşımları değişkenlik gösterir. Anevrizma boyutu arttıkça yırtılma riski de artar, bu nedenle erken tanı ve uygun tedavi kritik öneme sahiptir.
Aort Anevrizması Belirtileri
Genellikle sessiz seyreder ve çoğu hasta herhangi bir belirti hissetmez. Göğüs anevrizması büyüdükçe göğüste derin, küt ağrı, sırt ağrısı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler damar genişlemesi çevredeki organlara baskı yapması sonucu gelişir.
Karın anevrizması ise karın bölgesinde zonklayıcı kitle, bel ve karın ağrısı, hazımsızlık ve erken doygunluk hissi ile kendini gösterebilir. Bazı hastalar karın bölgesinde nabız hissi veya şişkinlik fark edebilir. Bu durum yırtılması halinde ani başlayan şiddetli karın veya sırt ağrısı, şok belirtileri ve bilinç kaybı görülür.
Aort Anevrizması Neden Olur?
Aort anevrizmasının en yaygın nedeni, damar sertliği (ateroskleroz) ve yaşla birlikte aort duvarında oluşan dejeneratif (yıpranma) değişikliklerdir. Bunun yanında genetik faktörler de önemli rol oynar. Ailede benzer rahatsızlık görülmesi sık karşılaşılır. Ayrıca Marfan sendromu ve Ehlers-Danlos sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları riski artırır.
Hipertansiyon (yüksek tansiyon) aort duvarına sürekli baskı uygulayarak anevrizma gelişimine katkıda bulunur. Sigara kullanımı damar duvarını zayıflatarak riski önemli ölçüde artırır. Enfeksiyöz nedenler arasında bakteriyel endokardit, sifiliz ve tüberküloz yer alır. Travma, aort koarktasyonu ve iltihabi damar hastalıkları da anevrizma nedenleri arasında sayılabilir.
Aort Anevrizması Türleri
Bu damar genişlemelerinin lokalizasyonuna göre sınıflandırılması önemlidir. Torasik (göğüs) anevrizmasının üç alt tipi vardır. Bunlar asendan, aortik ark ve desendan aort anevrizmalarıdır. Abdominal anevrizma (karın anevrizması) ise en yaygın türdür ve çoğunlukla böbrek damarlarının altında yer alır.
Şekline göre ise füziform anevrizma (tüm çevre genişlemesi) ve sakküler anevrizma (tek taraflı çıkıntı) olmak üzere iki ana tip bulunur. Boyut açısından 5.5 cm üzerindeki göğüs anevrizmalarında ve 5 cm üzerindeki karın anevrizmalarında cerrahi tedavi değerlendirilir.
Aort Anevrizması Tanısı
Aort anevrizma tanısı genellikle görüntüleme yöntemleri ile konur. İlk değerlendirmede fizik muayene yapılır ve karın bölgesinde zonklayıcı kitle dokunarak hissedilebilir. Ancak kesin tanı için ileri görüntüleme tekniklerine ihtiyaç duyulur.
Ekokardiyografi özellikle asendan aort anevrizmalarının tanısında kullanılır ve kalp kapakları ile birlikte değerlendirilir. Doppler ultrasonografi karın anevrizma taramasında ilk tercih edilen yöntemdir, invaziv olmayan ve tekrarlanabilir bir teknikdir.
Bilgisayarlı tomografi anjiyografi (BT anjiyo) hem göğüs hem de karın anevrizmaları için altın standarttır ve damar genişlemesinin boyutu, şekli ve çevre organlarla ilişkisini detaylı gösterir. Manyetik rezonans anjiyografi (MR anjio) kontrast madde kullanılamayan hastalarda tercih edilir.
Rutin kan tetkikleri, elektrokardiyografi ve göğüs röntgeni de tanıyı destekleyici bulgular sağlayabilir. Ailesel öykü bulunan kişilerde tarama programları uygulanır ve düzenli takip önerilir.
Aort Anevrizması Tedavisi
Tedavi, damar genişlemesinin boyutu, lokalizasyonu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. Küçük anevrizmalar (<4.5 cm) düzenli takip edilir ve risk faktörleri kontrol altına alınır. Bu dönemde tansiyon kontrolü, sigara bırakma ve kolesterol yönetimi ağrının önlenmesine ve büyümesinin yavaşlatılmasına yardımcı olur.
Büyük anevrizmalar için cerrahi tedavi gerekir. Açık cerrahi yöntemi greft yerleştirme şeklinde uygulanırken, endovasküler onarım (EVAR) daha az invaziv bir seçenektir. Açık cerrahide anestezi altında aort kesilir ve sentetik greft yerleştirilir. EVAR yönteminde ise kasık bölgesinden kateter yardımıyla stent greft anevrizma içine yerleştirilir.
Medikal tedavide beta-blokerler kalp hızını ve kan basıncını düşürür, ACE inhibitörleri damar duvarı üzerindeki stresi azaltır. Statin grubu ilaçlar kolesterolü düşürürken antiinflamatuar etki de gösterir. Doğal destek olarak omega-3 yağ asitleri, magnezyum ve C vitamini damar sağlığına iyi gelir.
Ne Zaman Doktora Başvurmalı?
Ani başlayan şiddetli göğüs, sırt veya karın ağrısı, özellikle yırtıcı veya parçalayıcı karakterde olan ağrılar acil durum belirtisidir. Ağrıya eşlik eden şok belirtileri, bilinç bulanıklığı, aşırı terleme, hızlı nabız ve kan basıncı düşüklüğü durumlarında derhal acil servise başvurulmalıdır.
Ailesel anevrizma öyküsü olan, 65 yaş üstü erkekler, sigara kullanım geçmişi bulunan kişiler düzenli tarama yaptırmalıdır. Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalığı olanlar, kontrol edilmeyen hipertansiyonu bulunanlar ve tekrarlayan göğüs veya karın ağrısı yaşayanlar mutlaka kardiyoloji veya kalp damar cerrahisi kontrolünden geçmelidir. Erken tanı hayat kurtarıcıdır.
Sık Sorulan Sorular
Aort anevrizmasında ameliyat gerekir mi?
Her damar genişlemesi ameliyat gerektirmez. Bu durumun boyutu, büyüme hızı ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Küçük anevrizmalar (genellikle 4 cm’den küçük) düzenli takip ile izlenirken, semptomlara neden olan, hızla büyüyen veya belirli bir eşiği (örneğin 5.5 cm) aşan durumlar için cerrahi müdahale gerekebilir. Doktor, risk ve fayda dengesini değerlendirerek karar verir.
Aort anevrizması ağrısızsa tehlikeli değil mi?
Anevrizmanın ağrısız olması tehlikesiz olduğu anlamına gelmez. Çoğu anevrizma uzun süre belirti vermeden büyüyebilir ve sessizce yırtılma riski taşıyabilir. Bu yüzden düzenli tarama ve kontrol, özellikle risk grubundaki kişiler için hayati önem taşır.
Genç yaşta olur mu?
Aort anevrizması genç yaşta da görülebilir, ancak nadirdir. Genellikle Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu gibi genetik bağ dokusu hastalıkları veya doğumsal damar anomalileri gençlerde aort anevrizmasına neden olabilir.
Aort anevrizması tamamen iyileşir mi?
Bu durum, damar duvarında oluşan bir zayıflık olduğu için kendiliğinden “iyileşmez”. Ancak küçük anevrizmalar izlemle kontrol altında tutulabilir, büyümeleri yavaşlatılabilir veya durdurulabilir. Cerrahi veya endovasküler tedavi ile damar genişlemesi onarılabilir, ancak bu, damarın eski haline dönmesi değil, riskin ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Hamilelik aort anevrizmasını etkiler mi?
Hamilelik sırasında kan hacmi ve basıncı artar, bu da özellikle Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalığı olan kadınlarda bu rahatsızlık riskini veya mevcut durumun büyümesini tetikleyebilir. Bu nedenle riskli bireylerin hamilelik öncesi kardiyolog kontrolünden geçmesi önerilir.
Ameliyat ne kadar sürer?
Ameliyat süresi, damar genişlemesinin yerine ve uygulanan yönteme (açık cerrahi veya endovasküler) bağlı olarak değişir. Açık cerrahi 4-8 saat, endovasküler onarım (stent) ise 2-4 saat sürebilir.
Referans: Aortic aneurysm