Sık Sorulan Sorular (Ablasyon, Kalp Pilleri, Aritmiler)

Sık Sorulan Sorular ve Cevaplar
Sık Sorulan Sorular ve Cevaplar

Ablasyon işlemi ile kalp pili, ICD ve CRT cihazları gibi ritim bozukluğu tedavilerinde kullanılan yöntemler hakkında, hastalarımızın ve hasta yakınlarının en sık yönelttiği sorulara açıklık getirdik.

Ablasyon Hakkında Sık Sorulan Sorular

Kalp ritim bozukluklarının tedavisinde sık kullanılan ablasyon işlemiyle ilgili süreç ve kimlere uygulandığı gibi temel bilgiler burada yer alıyor.

Ablasyon, kalp ritim bozukluklarının tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir. Bu işlemde, kalbin anormal elektriksel sinyaller üreten küçük doku alanları kontrollü bir şekilde ortadan kaldırılır. Genellikle kasık damarından kalbe ince kateterler yerleştirilir ve özel enerji türleri (radyofrekans ısısı veya soğuk enerji) kullanılarak sorunlu elektriksel sinyal üreten bölgeler yok edilir. Böylece kalbin normal ritmini bozan anormal elektriksel sinyaller kesilir ve düzenli kalp atışı sağlanır. Ablasyon kelimesi "yok etme" anlamına gelir ve bu durumda kalp dokusunun çok küçük bölümleri tedavi edilerek ritim bozukluğunun kaynağı ortadan kaldırılır.

Ablasyon işlemi genellikle 1-2 saat arasında sürer. Basit aritmiler için 30-40 dk, karmaşık aritmilerin ablasyonu için birkaç saat gerekebilir. İşlem sonrasında hasta genellikle serviste takip edilir. Ritim probleminin tipine bağlı olarak yoğun bakım takibi gerekebilir. Toplam hastanede kalış süresi genellikle 1 gündür. İşlem süresi hastanın anatomik özelliklerine ve aritminin karmaşıklığına bağlı olarak değişir.

Ablasyon tedavisinde ölüm riski çok düşüktür, istatistiksel olarak %0.1 (binde bir)'den azdır. Bu risk, günlük yaşamda karşılaştığımız birçok riskten daha düşüktür. Deneyimli merkezlerde bu oran daha da düşüktür. Risk faktörleri arasında ileri yaş, ciddi kalp hastalığı ve eşlik eden ağır hastalıklar yer alır. Genel olarak çok güvenli bir işlemdir.

Ablasyon minimal invaziv bir işlemdir, geleneksel anlamda ameliyat değildir. Göğüs açılmaz, sadece kasık damarından kateterler yerleştirilir. Bu nedenle iyileşme süresi çok daha kısadır ve hasta konforu yüksektir. Açık kalp ameliyatına göre çok daha güvenlidir. Ancak yine de hastane koşullarında ve lokal veya genel anestezi altında yapılan bir tıbbi işlemdir.

Ablasyon sırasında genellikle kontrast madde kullanılmaz. Kriyobalon işlemlerinde kontrast madde kullanılır.  Kullanılan kontrast madde teorik olarak böbreklere zarar verebilir, ancak risk çok düşüktür. İşlem öncesi böbrek fonksiyonları kontrol edilir ve gerekli önlemler alınır. Bol sıvı verilir ve böbrek koruyucu ilaçlar kullanılabilir. Normal böbrek fonksiyonu olan hastalarda kalıcı böbrek hasarı beklenmez. Diyabet hastaları için ek önlemler alınır.

İşlem sonrası nefes darlığı beklenmez, olursa da bu genellikle geçicidir. Anestezi etkisi, işlem sırasında verilen sıvılar veya geçici kalp ritim değişiklikleri buna neden olabilir.  Kalıcı nefes darlığı beklenmez, aksine ablasyon sonrası ritim problemine bağlı olarak var olan semptomlar gerileyebilir.

Rutin ablasyon işlemleri sonrası yoğun bakım gerekmez. Hastalar genellikle normal kardiyoloji servisinde takip edilir. Sadece çok karmaşık vakalar veya nadirde olsa komplikasyon gelişmesi durumunda yoğun bakım ihtiyacı olabilir. Bu oran %1'den azdır. Çoğu hasta monitörlü serviste bir gece kalır ve ertesi gün taburcu olur.

Modern tekniklerle yapılan ablasyon işlemi tehlikeli değildir. Girişimsel bir yöntemdir ve ciddi komplikasyon riski çok düşüktür. İşlem öncesi kapsamlı değerlendirme yapılır ve uygun hastalar seçilir. Deneyimli elektrofizyoloji uzmanları tarafından yapıldığında güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir.

Hastane yatışı genellikle 1 gün sürer. İşlem sonrası 4-6 saat yatak istirahati gerekir, sonrasında normale yakın aktivitelere başlanabilir. Tam iyileşme 1-2 hafta içinde gerçekleşir. İşlem sonrası ilk hafta ağır kaldırma ve yoğun egzersizden kaçınılması önerilir. Çoğu hasta 1 hafta içinde işe dönebilir ve normal yaşamını sürdürebilir.

Elektriksel kardiyoversiyon (şoklama) kısa süreli sedasyon altında yapılır. Göğse yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla kontrollü elektrik şoku verilir. Bu işlem kalbi normal ritme döndürmeyi amaçlar. Güvenli bir işlemdir ve kısa sürer. Hasta işlem sonrası hemen uyanır ve aynı gün eve gidebilir. Acil durumlarda anestezi olmadan da yapılabilir.

Ablasyon yaptırılmadığında  çoğunlukla ritim bozukluğu devam eder ve yaşam kalitesi olumsuz etkilenir. Zamanla kalp yetmezliği gelişebilir ve tehlikeli ritimler ortaya çıkabilir. İlaç tedavisi geçici çözüm sağlayabilir ancak yan etkileri olabilir. Ablasyon çoğu hastada kalıcı çözüm sunar. Bunu belirleyen şey ritim bozukluğunun tipidir. Genellikle erken tedavi daha iyi sonuçlar verir. 

Kalp Pili Hakkında Sık Sorulan Sorular

Kalp pilleri kimlere takılır, nasıl çalışır ve hangi durumlarda gereklidir gibi konulara dair en çok merak edilenleri bu bölümde bulabilirsiniz.

Kalp pili (pacemaker), kalbin elektriksel iletim sistemindeki yavaşlama veya duraklamaları dengelemek amacıyla kullanılan küçük bir elektronik cihazdır. Kalp atım hızının çok yavaş olduğu (bradikardi), kalp bloğu, bayılma nöbetleri veya ritim düzensizliklerinin görüldüğü bazı durumlarda takılır. Özellikle yaşlılarda sık görülen sinüs düğüm hastalığı (sinüs node hastalığı), AV blok ve hasta sinüs sendromu gibi durumlar kalp pili gereksiniminin en sık nedenlerindendir. Ayrıca bazı ilaçların neden olduğu geçici veya kalıcı yavaşlamalarda da kalp pili gerekli olabilir.

Kalp pili takma ameliyatı düşük riskli bir işlemdir. Ciddi komplikasyon riski %1-2 civarındadır. En yaygın riskler enfeksiyon, kanama ve elektrot problemidir. Deneyimli merkezlerde bu riskler minimum düzeydedir. İşlem lokal anestezi altında yapılır ve güvenlidir. Yaşlı hastalarda bile başarıyla uygulanabilir.

Kalp pili takımı için yaş sınırı yoktur. 90 yaş üzerindeki hastalara bile gerektiğinde kalp pili takılabilir. Yaş tek başına kriter değildir, hastanın şikayetleri ve yaşam kalitesi daha önemlidir. Çok yaşlı hastalarda bile yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.

Kalp pili olan hastalar çoğu aktiviteyi normal şekilde yapabilir. Ancak güçlü manyetik alanlara maruz kalmaktan kaçınmalıdır. MR çekimi, güçlü hoparlörler, endüstriyel mıknatıslar, kaynak makineleri riskli olabilir. Cep telefonunu pilin olduğu tarafta taşımaktan kaçınılmalıdır. Havaalanı güvenlik kontrollerinde pil kartını göstermek faydalıdır. Temas sporlarından uzak durulması önerilir.

Kalp pilinin ciddi yan etkisi genellikle yoktur. Nadiren enfeksiyon, pil cebi etrafında ağrı görülebilir. Bazı hastalarda pacemaker sendromu denilen durum gelişebilir ve bu durumda pil ayarları değiştirilir. Çok nadir olarak elektrot kırılması veya yerinden çıkması söz konusu olabilir. Genel olarak çok güvenli bir cihazdır. 

Kalp pili takımı sonrası hastalar genellikle 1 veya 2 gün hastanede kalır. İyileşme süreci 4-6 hafta sürer. İlk 2 hafta kol hareketlerine dikkat etmek gerekir, ağır kaldırma yapılmaz. 6 hafta sonunda tam aktiviteye dönüş mümkündür. Yara iyileşmesi 10-14 gün içinde tamamlanır. Çoğu hasta 2-3 hafta içinde normal yaşamına döner.

Kalp pili takımından sonra banyo yapılabilir, ancak ilk 1-2 hafta yara bölgesinin ıslanmaması gerekir. Bu süre sonunda normal banyo yapılabilir. Duş almak daha uygun olup, küvet banyosunda uzun süre kalmaktan kaçınılmalıdır. Yara tamamen iyileştikten sonra yüzme de dahil tüm su aktiviteleri yapılabilir. Özel koruma gereken bir durum yoktur.

Kalp pili takılan hastalar kalp sağlıklı beslenme ilkelerine uymalıdır. Bol sebze-meyve, az yağlı et-balık, tam tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Tuz kısıtlaması önemlidir, günlük 5 gramı (1 çay kaşığı) geçmemelidir. Sıvı alımı kalp durumuna göre ayarlanmalıdır. Aşırı kafein ve alkolden kaçınılmalıdır. Düzenli öğün saatleri önemlidir. Kilo kontrolü sağlanmalıdır.

Geçici kalp pili, akut kalp bloğu yaşayan hastalar, kalp krizi sonrası gelişen bradikardi, ilaç zehirlenmesi sonucu yavaş kalp atışı, ameliyat öncesi/sonrası bradikardi durumlarında takılır. Kalıcı pil takımı öncesi köprü tedavisi olarak da kullanılır.

Diğer Sık Sorulan Sorular

ICD, "Implantable Cardioverter Defibrillator" kelimelerinin kısaltmasıdır. Türkçe karşılığı "İmplante Edilebilir Kardiyoverter Defibrilatör" dür.

ICD, ani kalp durması riski yüksek olan hastalara takılır. Geçirilmiş ventriküler taşikardi veya ventriküler fibrilasyon öyküsü olan hastalar, ejeksiyon fraksiyonu %35'in altında olan ciddi kalp yetmezliği hastaları, hipertrofik kardiyomiyopati, arritmojenik sağ ventrikül displazisi gibi genetik kalp hastalığı olan hastalar ana adaylardır. Ayrıca iskemik kardiyomiyopati, dilatif kardiyomiyopati ve bazı kalıtsal ritim bozuklukları olan hastalar da ICD adayı olabilir.

CRT, ejeksiyon fraksiyonu %35'in altında olan, optimal ilaç tedavisine rağmen şikayetleri devam eden kalp yetmezliği hastalarına takılır. EKG'de QRS süresi 120 ms'den uzun olan, özellikle sol dal bloğu olan hastalar ideal adaylardır.

Kardiyoversiyon, kalbin normal ritmini bozan bir ritim bozukluğunu düzeltmek için uygulanan tıbbi bir işlemdir. Anormal ritimleri durdurup kalbin yeniden düzenli çalışmasını sağlar.

En sık uygulandığı durumlardan biri atriyal fibrilasyondur. Atriyal fibrilasyon, kulakçıkların çok hızlı ve düzensiz çalışmasıyla karakterize bir ritim bozukluğudur. Bu durum kalpte kanın yeterince etkili pompalanamamasına, dolayısıyla halsizlik, göğüs rahatsızlığı veya çarpıntı gibi şikayetlere yol açabilir. Ayrıca atriyal flutter, bazı supraventriküler taşikardiler gibi diğer ritim bozukluklarında da tercih edilebilir.

İki farklı şekilde yapılabilir:

  • Elektriksel kardiyoversiyon: Bu yöntemde, hastaya hafif sedasyon (damar yoluyla verilen kısa etkili uyku ilacı) uygulanır. Ardından göğüs üzerine yerleştirilen pedler aracılığıyla kalbe kontrollü bir elektrik şoku verilir. Bu şok, kalbin elektriksel aktivitesini geçici olarak durdurarak yeniden senkronize şekilde çalışmasını sağlar. İşlem genellikle birkaç dakika sürer.

  • İlaçla kardiyoversiyon: Bazı durumlarda, kalp ritmini normale döndürmek için damar yoluyla veya ağızdan verilen antiaritmik ilaçlar kullanılır. İlaçla düzelen durumlarda şoka gerek kalmaz. Ancak her zaman etkili olmayabilir ve bazen elektriksel yöntemle desteklenmesi gerekebilir.

Yazıyı Paylaşın

Facebook
X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Reddit